28 Ocak 2015 Çarşamba

Ban Ki-moon: Eşcinsellik karşıtı yasalar “hoşgörüsüzlüğü besliyor” ;

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon, BM’nin kuruluşunun 70. yıldönümünde eşcinsellik karşıtı yasaların temel insan haklarını ihlal ettiğini yineledi.


Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi’de Birleşmiş Milletler’in 70. yıldönümü için düzenlenen etkinlikte konuşan BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon, “yetişkinler arasında rızaya dayalı eşcinsel ilişkileri suç ilan eden yasalar temel haklar olan mahremiyet hakkı ve ayrımcılık görmeme hakkını ihlal ediyor,” dedi.
 
Genel Sekreter’in Yeni Delhi’deki açıklamaları Hindistan’ın eşcinsel toplumu için ayrı bir yerde duruyor. Zira ülkede Yargıtay’ın 2013 yılında verdiği kararla eşcinsel ilişkiler suç olarak kabul edildi. Böylece Delhi Yüksek Mahkemesi’nin 2009 yılındaki yetişkinler arasında rızaya dayalı eşcinsel ilişkilerin “gayri tabii” olmadığı yönündeki hükmü iptal edildi.
 
Birleşmiş Milletler ilk kez 2008 yılında LGBT’lere yönelik ayrımcılığı kınayan bir bildiri yayınladı. O tarihten bu yana homofobi ve transfobi karşıtlığını daha görünür kılan BM’nin Çocuklara Yardım Fonu UNICEF de, 20 Kasım Çocuk Hakları Günü öncesinde yayınladığı belgeyle çocukların ve ebeveynlerinin gerçek ya da algılanan cinsel yönelim ya da cinsiyet kimliklerinin ayrımcılığa yol açmaması gerektiğinin altını çizdi. 

14 Ocak 2015 Çarşamba

Billur tv'de konu eşcinsellik;

Billur Kalkavan ve Buğra Bahadırlı’nın ortak projesi olan,  cinsel sağlık, ilişkiler ve astroloji konulu yayın yapan internet televizyonu billur.tv de eşcinsellik temalı programlar başlıyor. Bugün ilk kez yayınlanacak olan Eşcinsellik ve Astroloji programına konuk Oğuzhan Ceylan.


Link; http://www.billur.tv/index.php/astroloji/oguzhan-ceyhan/mediaitem/490-escinsellik-ve-astroloji

Glee'ye yeni eşcinsel futbolcu;

Ünlü müzikal dizi Glee’nin son sezonu hakkında dedikodular dinmiyor. Dizinin gelecek 6. ve final sezonunda eşcinsel bir Amerikan Futbolcusunu canlandıracağı konuşulan oyuncu Marshall Williams şimdiden Glee Fan’larının gözdesi olmuş durumda.




Yine RTÜK yine eşcinsellik cezası;

RTÜK iki kadının öpüştüğü klipte ‘eşcinsellik’, başka bir klipte de ‘şehvetli okşama’ var diyerek yayınlayan kanallara ceza kesti.







Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) eşcinselliğe dönük sansür uygulamalarına bir yenisi daha eklendi. RTÜK, ‘One More’ isimli şarkıya çekilen klipte yer alan iki kadının öpüşmesi nedeniyle Genç TV’ye 12 bin 353 TL, ‘Dont Stop The Party Ft’ isimli şarkının klibinde ‘şehvetli okşama’ olduğu gerekçesiyle de Power TV’ye uyarı cezası verdi.
 
RTÜK, Keçe’nin bilimsel olmadığı kanıtlanan görüşlerinden faydalandı!
 
Uzman raporlarında, “eşcinsel onarım terapileri” adı altında homofobik yaklaşımlarını sürdüren, bilim dünyası ve psikiyatri otoriteleri tarafından sıklıkla eleştirilen, etik kurallara aykırı davrandığı belirtilen Cem Keçe’den alıntı yapıldı.
 
RTÜK’ün “uzman görüşü” olarak daha önce Türkiye Psikiyatri Derneği (TPD) tarafından cezalandırılan Cem Keçe’yi tercih etmesi şaşırttı.
 
Keçe hakkında “uzman” ve/veya “terapist” olduğunu gösterir resmi onaylı bir belgesi olmamasına rağmen kendisini terapist ve eğitici gibi tanıttığı için ceza verilmişti. Yine Keçe’nin “Dr. Cem Keçe Modeli” diye ortaya attığı fikirlerin herhangi bir bilimsel dayanağı olmadığı ve etik kurallara aykırı olduğu belirtilmişti.
 
RTÜK’ün ceza gerekçeleri şöyle
 
Pitbull’un ‘Dont Stop The Party Ft’ klibi: “Pornografiye varan davranışların ve mimiklerin yoğun bir biçimde kullanıldığı görülmüştür. Kadın figürünün yarı çıplak olarak sunulan beden bölgelerinin yine şehvetli biçimde okşandığı görülmüştür.”
 
Eliphant’ın ‘One More’ klibi: “İki kadının öpüşme görüntülerine yer veriliyor. Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği Başkanı Cem Keçe, ‘eşcinsellik olgusunun doğumsal olmadığı ve insanın doğasına aykırı, çoğu zaman ebeveyn hatası nedeniyle oluşan bir durum olduğu’ şeklindeki ifadesinden hareketle, bireylerin model alma yöntemiyle eşcinselliği televizyon aracılığıyla merak etmeleri söz konusudur.”
 

7 Ocak 2015 Çarşamba

(İnstagram)

İnstagramda daha fazla vakit geçiriyorsanız eğer; @cinsiyetsizask instagram hesabını takip edebilirsiniz.
Hesabın konsepti, lezbiyenler üzerinedir.













@lesbianfunhouse, çeşitli yarışmalarla göz önünde bulunmaya devam eden bir instagram hesabıdır.  Sadece lezbiyenler için değil aynı zamanda, trans kadınlar içinde düzenlenen çeşitli yarışmaları ve düzenlemeleri mevcuttur.














@boysonboysss, gayler için açılmış popüleritesi yüksek bir instagram hesabıdır. Genellikle gay couple ile ilgili fotoğrafları vardır.












6 Ocak 2015 Salı

Bir transseksüel arkadaşımızın daha 'cinayetine' şahit olduk..

İntihar öncesi veda mesajının yayınladığı Eylül isimli bir transseksüelin videosu paylaşımdaydı facebook sayfalarında. Mesajında, "Ben artık yapamıyorum, 24 yaşımı sonlandırıyorum.. Yapamadım, çalışamadım, bana çok engel oldular, mağdur ettiler.. Anne, köpeğimi sana emanet ediyorum. Onu kimseye verme. Çişini evin içine yapmıyor. Ona kızma. Bu, son video, son haykırış..." .Tabi mesajını göz yaşları içinde veriyor. Gazetelere bakıyorum... Evet, "Eylül Cansın isimli trans, bu sabah polisin ikna çabalarına rağmen boğaz köprüsünden atladı ve intihar etti." diyor. Haberden öğrendiğime göre, Eylül intihar etmeden önce videosunu facebook sayfasında paylaşmış.

 

Ne diyebilirim ki, ne denilebilir ki... Her eşcinsel veya transseksüel ölümünün ardında bir şeyler yaza yaza söyleyecek sözüm çoktan bitti. Bu bir intihar değildir, bu bir cinayettir dedik ve demeye de devam edeceğiz. Çünkü ötekileştirilmiş bir bireyin intiharının arkasında yatan toplumsal gerçekler vardır. Eylül de intihar videosunda söylüyor zaten. "Yapamadım, çalışamadım, engel oldular, mağdur ettiler..." diye.

 

Cinsiyetçi toplumun ayrımcılığından başka bir şey değil bu. Homofobiden, transfobiden başka bir şey değil bu intiharların sebebi. Bize insanca bir hayat sunuldu da biz mi yaşamak istemedik. Sebebi her ne olursa olsun, bu tür intiharların ucu heteroseksizme dayanmaktadır. Tabi bunu anlamayacak veya anlamak istemeyecek çoğunluğun egemen olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Çünkü işlerine öyle gelmektedir.

 

Biliyorum hiçbir sebep bizi hayattan vazgeçirmemeli ama herkesin dayanma kat sayısı bir değildir, herkesin yaşadığı zorluklar bir değildir, yaşanılan ortam bir değildir... Şartlar eşit olsaydı, yani LGBTİ'lerin yaşama şartları heteroseksüellerle eşit olsaydı, eşcinsel ve transseksüel intiharları olmazdı. Bu intiharların sebebi eşitsizliktir, LGBTİ'lere haklarının teslim edilmemesindendir, devletin duyarsızlığındandır, bizleri korumamasındandır, bizleri yasal olarak tanımamasındandır.

 

Yarın sabah olacak ve hiç kimsenin umrunda olmayacak bu intihar. LGBTİ'lerin hakları için mekanizmayı devreye sokamayacak bu intihar. LGBTİ'ler toplu olarak intihar etse bile, heteroseksizmin umrunda olmaz çünkü. Daha "oh be, zahmetsizce kurtulduk" bile derler.

 

LGBTİ'lerin yapacağı tek şey var giden LGBTİ'lerin ruhlarına birazcık olsun saygıları varsa. Mücadele etmek. Görünür olmak. Hayatlarını yapılarına uygun yaşayarak dünyanın dengesini sağlamak. Çünkü görünür olmamak bizim yok olmamızı daha da kolaylaştırıyor. Gizli bir şekilde günü kurtararak yaşamak, yarınımızın garantisi değil.

 

Bu günlerde beni çok rahatsız eden bir söz var; "Her LGBTİ görünür olmak zorunda değil, her LGBTİ mücadele etmek zorunda değil". İnsan görünür olmazsa nasıl yaşayabilir ki. İnsan görünür olmazsa, onun yaşama hakkına nasıl saygı duyulur ki? Bu intiharların sebebi, temel sebebi, işte bu vurdumduymazlığımız, işte bu mücadelesizliğimiz, işte bu yarınımızı düşünmememiz. Tamam baş sorumlusu heteroseksist sistem ama biz de sessiz kalarak yok oluşumuza katkı sağlamış oluyoruz.

Eşcinsellik Tanrı'nın bir armağanıdır!

Bilindiği üzere dünyanın en büyük bilgisayar şirketlerinden birinin en üst yöneticisi olan Tim Cook eşcinsel olduğunu açıkladı. Aslında Tim Cook'un eşcinsel olduğunu herkes biliyordu; sadece dile getirdi, eşcinselliğinin arkasında durdu da diyebiliriz. Tabi gerçeklerden bihaber yaşanılan bir dünyada bilinmemesi de olağan bir şey. Hem koskoca bir yönetici eşcinsel olabilir mi değil mi? Eşcinselden olsa olsa seks işçisi olur, ayrıca da feminen- kadınsı falan olması gerekir! Gay Onur Yürüyüşlerine de eşcinsellere destek olmak için katılmıştır sadece!
 
Her neyse bu yönetici, "Eşcinsellik bana Tanrı'nın en büyük armağanı, gay olmaktan gurur duyuyorum" demiş. Niye demiş; eşcinsellerin cesaretlerini toplayıp açık eşcinsel olabilmeleri için. Ayyy! Şimdi bir çok erkeği eşcinselliğe özendirecek değil mi? Bir çok heteroseksüel erkek, eşcinsel olunca başarılı bir yönetici falan olacağını zanneder! Bunlar işin esprisi ama eşcinsellik karşıtlarının eşcinselliğe bakış açısı işte bu seviyede. Eşcinsellik özenilerek olunan bir şey homofobiklere göre. Komik bile değil aslında değil mi bu bakış açısı birazcık mantıklı düşündüğümüzde.
 
Peki "Tanrı"nın bir armağanı mıdır eşcinsellik? Bunu heteroseksist dünyada eşcinsel olmayanlara anlatamazsın ki. Heteroseksist bir dünyada da homofobiye maruz kalmamak için, eşcinseller de eşcinselliği Tanrı'nın bir armağanı olarak görmeyebilir. Eşcinselliği yüceltmenin de bir anlamı yok ama doğanın bir yapısı var ve bu yapıda eşcinsellik denilen bir cinsel yönelim de var. Evrende nefes alma hakkı sana da verilmişse bu bir hediyedir ve doğanın yapısına uygun varoluşun da bütünsel bir anlamı vardır. Herkes bütünün bir parçasıdır ve puzzel'ın bir parçası olabilmek de kişiye verilen bir hediyedir. O hediyeye sahip çıkmak da herkesin görevi olmalıdır. Zaten kişi yapısına uygun yaşamazsa ne varolabilir, ne mutlu olabilir, ne de çevresine faydalı olabilir. Heteroseksizme göre eşcinsellik belki normal bulunmayabilir ama o sadece heteroseksizme göre; eşcinsellik doğaya göre normaldir ve yaşamın bir tamamlayıcısı olduğu için normaldir, değerlidir. Ve kişinin kendisine göre bir hediyedir, gurur duyacağı kimliğinin bir parçasıdır. Çünkü insan yapısıyla varolabilir, o yapıyı hayata geçirirse mutlu olabilir. Belki de genel yapısına uygun cinsel kimlik eşcinsellik olduğu için eşcinseldir kişi; heteroseksüellik, bazı kişilerin genel yapısına ters düşüp içsel bir çatışma yaşamasına, dolayısıyla bu çatışmanın da dışarıya yansımasına sebep olabilir. Oysa kendisiyle barışan bir eşcinselin ne kendisiyle ne de çevresiyle bir çatışması vardır; sadece doğanın gerçeklerini anlamayan, anlamak istemeyen egemen sistemin bir nefreti vardır eşcinsellere karşı.
 
Peki eşcinselliğin artı özellikleri var mıdır? Bilmem; bunu düşünmek bile istemem. Herkes kendi çapında değerlidir, önemlidir. Artı özelliklerinden dolayı kimse ayrıcalıklı olmamalı. Herkesin her ne olursa olsun eşit yaşama hakkının olduğu kabul edilmeli. Heteroseksist bir dünyada homofobiye karşı eşcinseller daha hırs yapıp başarılı olabilir mi? Veya eşcinsellerin sanatçı olduğuna dair yaygın söylenişin aksine kendilerini ifade edebilmek için sanata yönelebilirler mi? Eşcinselliği yüceltmek, heteroseksüelliği ayrıclıklı görmek kadar sakıncalı bence. Herkes kendini hissettiği derecede iyi görür, mükemmel görür... Görmeli de kendine saygı duyması ve duydurması adına. Heteroseksüellik ne kadar abartılıyorsa, eşcinsellik de "kabul edilinceye kadar" bunun altında kalmamalı ki, eşcinseller kimlikleriyle barışabilsin. Tim Cook gibi örnekler, kendisinin de dediği gibi, umarım eşcinsellere ilham verir, cesaret verir de, onlar da açılabilirler eşcinselliğin normal karşılanması adına, utanmak yerine gurur duyarlar eşcinsellikleriyle. Zaten eşcinselsen eşcinelsindir. Utanınca ne değişecek ki? Ama gurur duyarsan, en azından kendini sever, kendinle barışık yaşarsın. Çevrenin eşcinselliğe karşı önyargısını da pekiştirmemiş olursun bu sayede.
 
Bakalım bizim başarılı ve ünlü eşcinseller ne zaman gurur duyacaklar eşcinellikleriyle?

1 Ocak 2015 Perşembe

Halil İbrahim Dinçdağ'a saygı ödülü verildi!;

Türkiye'de eşcinsel olduğu için hakemlik yaptırılmayan Trabzon Bölgesi eski hakemlerinden Halil İbrahim Dinçdağ'a Berlin'de 'Saygı ödülü' verildi. Dinçdağ'a ödülünü eşcinsel olduğunu yıllar önce deklare eden Berlin Eyalet Başbakanı Klaus Wowereit verdi.

Nimbus Studio (1lovelesbian.blogspot.com kurucusu);

Mutlu yıllar, mutlu insanlar :)

2015'ten beklentilerinizin gerçek olması dilekleriyle, yeni bir yıla hoş geldik.


Bazılarınız, sadece yıl atladık diyor. En çokta insanlığın getirdiği rakam kavramı sayesinde. Ama şunu unutmayın, yeni bir yıl yeni bir sayfa demektir.



Bütün karamsarlıkları ve ön yargıları bırakıp, 2015in gelişinin tadını çıkaralım.


SİZİ SEVİYORUZ!