Osmanlıda Eşcinsellik:
Günümüzde eşcinsel haklarının zirveye ulaştığı yerler Batı ülkeleri olsa da 20 yüzyıl başına kadar İslam coğrafyasının kontrol eden Osmanlı döneminde eşcinseller batılı ülkelere oranla çok daha hoşgörülü bir ortamda yaşamış, kendilerini ifade edecek ortamlar bulabilmişlerdir. Üstelik çok ilginçtir ki, Osmanlıda eşcinsellerin yok sayılmaya ve baskıya uğramaya başladığı dönem batılılaşmanın başladığı 1800'lü yıllardır. Bunda aynı dönemde batıda başlayan ve Osmanlıyı da etkisi altına alan ve toplumu yeniden dizayn etme aylayışı güden devletin ve bürokrasinin gittikçe güçlenmesi de etkili olmuş olabilir. Oysa, Osmanlının daha güçlü olduğu dönemlerde genel olarak özgürlükler ve dolayısı ile eşcinselliğe bakış, şimdiki baskıcı Arap yönetimlerinden çok daha iyi durumdadır. Unutmamak gerekir ki günümüzdeki baskıcı Arap yönetimlerini eşcinselliği 1960'lara kadar kanunen yasaklayan İngilizler belirlemişlerdir. Yani aslında bu gün batının eleştirdiği radikal İslam ülkellerini batı kendi elleri ile yaratmıştır.
Gazeteci/tarihçi Murat Bardakçı Osmanlıdaki eşcinselliği 27 Ağustos 2006 tarihli Hürriyet gazetesindeki makalesinde şu şekilde anlatmaktadır.: "Eşcinsellerin büyük büyük dedeleri, bundan asırlarca önce "meslek grubu" kabul edilip esnaftan sayılmış, hatta hükümdarların sefere çıkmalarından önce düzenlenen büyük resmigeçitlere bile katılmışlardı. Evliya Çelebi’nin meşhur "Seyahatnáme"sinde, 17. asır gay’lerinin Dördüncü Murad’ın huzurunda yapılan bir geçit resmine yanlarında kendilerini pazarlayanlar olduğu halde katılmalarının anlatıldığı bilinir. Yani, eski zamanların eşcinselleri, İstanbul’da padişahın huzurunda düzenlenen resmigeçitlere bile iştirak etmiş, hatta yanlarında kendilerini pazarlayanlar olduğu halde yürümüşler ve bu yürüyüşler o devrin kayıtlarına ayrıntılarıyla geçmişti. Osmanlı zamanında müşteriye çıkan delikanlılara "hîz oğlanı" denirdi ve mesleklerini icra eden "hîz"lerin devlet tarafından kayıt altına alınmaları şarttı. Hayatını bu işten kazanan erkekler "defter-i hîzán" yani "hizler defteri" denilen kütüğe yazılırlardı ve bugünden çok daha önemli bir farklılık söz konusuydu: Profesyonel eşcinseller, "esnaftan" kabul edilirlerdi. Esnaf, o devirde ordunun bir bölümü sayılır, padişahın sefere çıkışından önce İstanbul’da yapılan büyük geçit resmine bütün meslek grupları katılır ve "hîzán", yani eşcinseller de bu geçit resminde yer alırlardı. Bu törenlerden birini, 17. asrın çok önemli bir ismi, Evliya Çelebi, meşhur "Seyahatnáme"sinde ayrıntılarıyla yazıyor.
Uygunsuz kadınlarla erkekler, Osmanlı zamanında da faaliyetteydiler. Devlet bu faaliyetlere bazen göz yummuş, bazen de sıkı yasaklar getirmişti ama yaygın düşünce, "İsteyen, canının çektiğini yapsın" şeklindeydi. Üstelik bu iş eski devirlerde sadece bize mahsus değildi, bütün dünyada var olan bir şeydi. Aynı cinse duyulan ilgi Osmanlı toplumunda da hafiften yadırganırdı fakat yadırgama kendi cinsine düşkün olanın bu merakını gizlemesini gerektirecek bir hale gelmez, her şey ortada, apaçık cereyan ederdi. Şairlerin delikanlı sevgilileri için kaleme aldıkları gazeller elden ele dolaşır, bestecilerin yine genç erkekler için döktürdükleri nağmeler de her yerde terennüm edilirdi. (dillendirilirdi)
Meselá, Fuzuli’nin "Subh çekmiş çerha tıygın táşa çalmış áfitáb / Záhir etmiş ol meh-i delláke aynı intisáb" mısraıyla, yáni "Sabah usturasını bilemiş, güneş kılıcını taşa çalıp o ay gibi telláka bağlılığını göstermiş" sözleriyle başlayan gazelinin bir delikanlıya yazıldığı daha ilk okuyuşta anlaşılırdı. Gazel, daha sonra "Başlar, onun anber kokulu usturasının hareketinden, suyun dalgalanıp kabarcıklar meydana getirmesi gibi neşelenip tertemiz oluyor. Her kılımın ucunda bir baş olsaydı ve sevgilim onları saç gibi doğrasaydı, kanlar döken usturasından yine de kaçmazdım..." sözleriyle devam etmekteydi.
Bir başka örnek: Küçük Mehmed Ağa’nın eseri olan ve müziğimizin en san’atlı parçalarından sayılan Evcárá makamındaki bestede, yáni "Gelince hatt-ı muanber o meh cemálimize / Yazıldı mebhas-i sevdá kitáb-ı hálimize" güfteli eserde "O ay yüzlü sevgilimizin sakalları çıkmaya başlayınca, hálimizi anlatan kitaba sevda bahsi yazıldı" deniyordu.
Eşcinsel ilişkiler, Avrupalı olmaya karar verip Tanzimat’ı ilán etmemizden sonra, 1840’lardan itibaren "ayıp" sayılır oldu ve bir zamanlar sıradan hadise gibi görünen münasebetler artık sessizliğe büründü. 19. asrın büyük álimi ve devletin resmi tarihçisi Cevdet Paşa, "Máruzát" isimli eserinde bu anlayış değişikliğini apaçık, şöyle anlatır:
"...Kadın düşkünleri çoğaldı, delikanlı meraklıları azaldı. Oğlancılık sanki yere battı. İstanbul’da eskiden beri delikanlılara karşı olan aşk ve ilgi kızlara yöneldi. Sultan Üçüncü Ahmed zamanından beri devam eden Káğıthane seyri daha fazla rağbet buldu. Gerek orada, gerek Bayezid Meydanı’nda arabalara işaret verme usulü başladı. Devletin önde gelenleri arasında kulamparalığıyla meşhur Kámil ve Áli Paşalar (o devrin sadrazamları, yani başbakanları) ile onlara mensup olanlar kalmadı. Áli Paşa, yabancıların eleştirisinden çekinerek kulamparalığını gizlemeye çalışırdı."
Yine Murat Bardakçının 2000 yılında Hürriyet'te yayınlanan makalesine göre Türklerin bilinen en eski "gay kulübü" 15, yüzyıl sonlarında Beşiktaş'ta Deli Birader lakaplı divan şairi tarafından açılan hamamdı. Bardakçı'ya göre "Hamam bir anda İstanbul'un en namlı yerlerinden oldu. Devlet büyüklerinden şairlere, en seçkin tácirlerden sarayın üst rütbeli mensuplarına kadar başkentin önde gelen isimleri müdavimler arasındaydı. Külhandaki cümbüşler dillerde, içeriye alınmayanların gönlü de külhadaydı. Ama günün birinde ne olduysa oldu, cümbüşlerde kantarın topuzu kaçtı. ‘‘Filánca Efendi feşmekán Bey'in oğluyla kurna başındaymış’’ gibisinden dedikodular ayyuka çıkınca mahalleli hamamı basıp sahibinin başına yıktı."
MERHABA, MUTSUZ VE DOYUMSUZ BAYANLAR... ADANA VE ÇEVRESİNDE YAŞAYAN REEL BİRLİKTELİK DÜŞÜNEN, GİZLİLİĞE VE GÜVENE ÖNEM VEREN REEL İLİŞKİ ARAYAN SEKSTE SINIR TANIMAYAN VE NE İSTEDİĞİNİ BİLEN DOYUMSUZ BAYANLARI BEKLİYORUM...
YanıtlaSil0545 352 25 52 ÖZELE AÇIK ! WHATSAPP VAR SKYPE ™: DOST_ERKEK01
MERHABA, BÜYÜK VE KALIN DÜŞÜNEN EVLİ ÇİFTLER ( FOTOĞRAF İSPATLI ) ARALARINA TEK ERKEK ARAYAN EVLİ ÇİFTLERE 3. OLURUM... 0545 352 25 52 ÖZELE AÇIK ! WHATSAPP VAR NOT: DENEYİMLİ VE TECRÜBELİ TEK ERKEĞİM ! SKYPE ™: DOST_ERKEK01
* GRUP SEKS FANTEZİSİNİ GERÇEKLEŞTİRME DÜŞÜNCESİNDE OLAN KARARLI SAMİMİ PAYLAŞIMA AÇIK GİZLİLİGE VE GÜVENE ÖNEM VERENLER
* EVLİ ÇİFTLERE 3. TEK ERKEĞİM !
* EVLİ ÇİFTLER ARADIĞINIZ FANTEZİLER BENDE...
* KOCASININ YANINDA BAŞKA BİR TENE DOKUNMA ARZUSU OLAN
* TOST OLMAYI ARZULAYAN BAYANLAR
* KARISI GÖZLERİNİN ÖNÜNDE BAŞKA BİR TENE DOKUNURKEN ALDIĞI HAZZI GÖRMEK İSTEYEN BEYLER
* SİZİ TANIYAN SİZİN HASSASİYETİNİZİ BİLEN GİZLİLİĞE VE GÜVENE ÖNEM VEREN DENEYİMLİ GÜVENİLİR SIRDAŞ SAMİMİ OLARAK TANIŞMAK İSTEYENLER
* 0545 352 25 52 ÖZELE AÇIK ! WHATSAPP VAR SKYPE ™: DOST_ERKEK01